Şehirden Kaçış

Bir metropol de yaşamak nedir bilirsiniz... Dünya nüfusunun çoğu büyük şehirlerde yaşamakta. Bu yüzden böyle bir cümle kurarak başladım yazmaya. küçük bir kasabada yaşayanlar bile bilir büyük şehirlerde yaşamanın ne demek olduğunu... En azından görmüşsünüzdür televizyonda, gazetede, filmlerde falan işte...
Ben İstanbul da yaşayan biri olarak söylüyorum ki çok zor! Neden zor peki... 
En büyük nedeni kalabalık. İstanbul'un nüfusu kesinlikle bilinenden daha fazla olmalı! Hafta sonlarından nefret etmeye başladım adeta çünkü adım atacak yer bulamıyorsunuz sokaklarda. özellikle belli başlı yerler; mesela kadıköy, taksim, beşiktaş... lütfen arkadaşlar lütfen yeni yerler keşfedelim. hava bir de güneşli oldu mu herkes dışarılara dökülüyor. bu iyi birşey güzel birşey ama İstanbulun yüzölçümü bu nüfusu kaldıramıyor. Zaten İstanbul dediğimiz şehir gün geçtikçe büyümekte avrupa yakasında Tekirdağ sınırına doğru asya yakasında ise İzmit'e doğru ilerlemekte. tabi bu büyümede ormanlar katledilmekte falanda falan...
Büyümese ya artık. yetmiyor mu bu kadarı? bu kadar kalabalık varken metrolarda, metrobüsler de zaten "utangaç'' olan türkiye insanlarıyla aşırı samimi şekillerde dakikalarca dipdibe olmak zorunda olmasak.
Burnunun dibinde ki "amcalarla'' göz göze gelmek istemeyen genç kızlarımız mı dersiniz, çantasını korumaya çalışan teyzelerimiz mi yada emekli yaşlılar mı... hangi biri çekmiyor ki bu işkenceyi. Hadi biraz paranız var, rahat etmek istiyorsunuz ve araba alıp istanbulun bu sefer de otomobil kalabalığına dahil oluyorsunuz trafikte. siniriniz bozuluyor, ağlamayacak hale geliyorsunuz...

Zorunluluklarımız olmasa keşke... okulumuz, işimiz, belki başka şeyler bizi bu şehre hapsedip bırakan nedenler. peki ya umursamadan gitmek mümkün mü? Evet! cesareti olanlar için zor bir şey değil gitmek. Nasıl ve nerede yaşamak istiyorsan orada yaşayabilirsin. Tabii bu bir hayal olarak çok kolay bir şey. Peki ya gerçekte?
Gerçek hayatta herşeyi bırakıp gitmek maalesef ki kolay olmuyor. Kapitalist bir düzende yaşıyoruz. içtiğiniz su bile parayla. üşümemek için giydiğiniz hırkalar da para ile elde ettiğiniz birşey. Durum bu olunca bunları göremiyoruz bile. neden böyle bu sistem bile demeye fırsat tanıyamadan. Böyle diyiveriyor birileri. Böyle gelmiş böyle gider mi orası kişinin kendi bileceği iş. Eğer gerçekten cesareti varsa hayata sıfırdan bile başlayabilir. kendine giysiler dikebilir, barınak kurabilir, yemeğini kendi elde edebilir falan ama... Ama işte, bitmek bilmeyen "ama''lar var hayatlarımızda. 
Belki mazeretleriniz çok geçerli. gerçekten elinizden birşey gelmiyor. o zaman biraz farklılıklar getirin hayatınıza. Evinizden çıkıp caddeler de yürümek arkadaşlarınızla buluşmak eminim ki güzeldir ama ayarlayın bi plan mümkünse doğanın içinde olun.
İstanbulda bugün var olan ve belki gelecekte var olamayacak güzellikleri keşfedin.

GİDİN

1. Belgrad Ormanı

2. Polonezköy Tabiat Parkı


3. Anadolu kavağı


4. Prince's Islands



Büyük Ada'da çoğu zaman kalabalık oluyor. sırasıyla hepsini deneyin. ağaçlık alanlarda vakit geçirin. çocukken söylediğiniz şarkıları hatırlayın; Orman ne güzel, ne güzel!...

Aylin.

Comments

Popular posts from this blog

Istanbul- Prinkopo- Buyukada-Princess Island

Turkey's holiday paradise: Fethiye

Cheesecake Recipe: Healty and Raw